Skip to main content

Sosyal Medya Yönetiminde Pareto İlkesi ve 80/20 Kuralı

19.yy'da yaşamış İtalyan ekonomist Pareto, ülkedeki toprakların %80'inin halkın %20'lik bir kesimine ait olduğunu tespit eder. 

Bunun üzerine yapılan çalışmalarda Pareto'nun ilkesinin sadece İtalya'daki toprak dağılımıyla sınırla kalmadığı anlaşılır. Yani günlük yaşamımızda hemen her alanda azınlığın çoğunluğa etkisi olduğu görülür. 

Örneğin Excel kullanıyorsanız kullanım sürenizin %80'inde programın en fazla %20 özelliğini kullanıyorsunuzdur. Telefonunuzun kullanma süresinin %80'inde özelliklerin en çok %20'sini kullanırız. Ya da zamanımızın %80'inde giydiğimiz kıyafetler gardrobumuzdakilerin %20'sidir. Burada illa 80 ve 20 olarak düşünmeyin, oran 90'a 10'da olabilir. Önemli olan azınlığın çoğunluk sürecinde kullanımıdır. Bu ilkeden yola çıkarak sosyal medya yönetimi üzerine de bir araştırma yapılmış.

Sosyal medyada neredeyse tüm marka/kurumlar benzer bir mantıkla sayfalarını yönetiyorlar. O da potansiyel müşteriye ulaşmak ya da ellerindeki müşterinin sadakatinin devamını sağlamak. Yani bu platformları birer pazarlama aracı olarak kullanıyorlar. Tabi bundan daha doğal bir şey yok. Ancak burada sorun bu pazarlama aracının yanlış kullanıyor oluşu. 

Takip ettiğiniz sayfaları şöyle bir düşünün! Neredeyse hepsi mal ya da hizmetleriyle ilgili yenilikleri, kampanyalarını, ürün/hizmetlerinin avantajlarını, rakiplerinden ayrışan yönlerini, üstünlüklerini, kullandığınızda yaşayacağınız heyecan verici deneyimleri paylaşıyorlar. Oyun, yarışma gibi aktivitelerde bile arka planda mal ya da hizmetin reklamı yapılıyor.

Oysa herkes ayın şeyi yaptığı için aslında tüketicinin gözünde ayrışabilen pek yok. Tüketicinin bilinç altında "evet, bu markam" diye yer eden olmuyor. Satın alma kararı verileceği zaman bun etkileyen şeyler reklamlardan ziyade, tüketicinin sizinle ilgili "algısı" oluyor. 

İşte bu noktada Pareto ilkesiyle hareket etmek bir fark yaratabilir. Yani SM sayfanızda paylaştığınız içeriğin %80'inde tüketiciye bir şey satmaya çalışmak, reklam duyurusu yapıp, ürün/hizmetinizin ne kadar iyi, farklı, sıra dışı, rakipsiz olduğunu anlatmaya çalışmak yerine işine yarayacak, ona bir fayda sağlayacak içerik paylaşmak tüketicinin algısında sizi bir anda daha iyi bir yere taşıyor. Reklamınızı tüm içeriğin sadece %20'sini kapsayacak şekilde vermek tüm bu pazarlama bombardımanı altında sizi bir anda farklılaştırıyor. 

Kısacası SM sayfanızı takipçilerin işine yarayacak bilgilendirmeler için kullanarak ve içeriğin daha az bir kısmında reklam mesajı vererek tüketici algısında çok daha sağlam bir yer edinebilirsiniz.

Comments

Popular posts from this blog

KitKat Japonya’da Neden Bir Numara?

KitKat Japonya’da piyasaya sürüldüğünde Japonlar hemen birşey farketti; “Kitto Katsu”  Japonlar ya da genel olarak Uzakdoğu toplumları uğur, uğursuzluk, lanet konularında hassaslar. Örneğin “4” sayısı. Herhalde Asya kültüründeki en talihsiz sayı 4 . Okunuşu, “si” şeklindedir ve “ölüm” anlamına gelen “şı”ya benzer. Bunun yanında “8” (hachi) sayısı, zenginlik, servet anlamına gelen Çince sözcüğe benzerliğinden dolayı Asya kültürü’nde en sevilen sayıdır . Pekin Yaz Olimpiyatları’nın açılış tarihini hatırlayan var mı? Söyleyelim; 08.08.08 ’de saat tam 08.08.08 ’de. Bu işin avantajları da yok değil. Örneğin Nestle ’nin KitKat çikolatası’nın Japonya’da en çok tercih edilen çikolatalardan biri olduğunu biliyor muydunuz? Bunun nedeni, çikolatanın isminden dolayı uğur getirdiğine inanılması. KitKat Japonya’da piyasaya sürüldüğünde insanlar hemen birşey farketti. Çikolata’nın ismi “Daima kazan!” anlamına gelen Japonca “Kitto Katsu” sözcüğüne benziyordu. Zamanla öğrenciler arasında,

Nasuh Mahruki Ne Demek?

Nasuh Mahruki’yi herkes az çok tanır; ünlü dağcımız, doğa sporları uzmanı ve AKUT’un kurucusu. Geçen gün İKÜ Önder Öztunalı salonunda bir seminer verdi Mahruki. Semineri İKÜ Etkili İletişim Kulübü oranize etti. Caner, Ecem ve Recep’i kutluyorum, bu kulüp harika iş çıkarıyor. Bunun faydasını ileride görecekler.  Mahruki yeni çıkan kitabını (Kendi Everestinize Tırmanın) da anlattı seminerde, hatta seminerin içeriği de büyük oranda  kitaptandı sanırım. Peki ne anlattı Mahruki? …Şeeey güzel bir soru, çünkü not alsam bile bazı yerlerde anlamakta zorlandım. Mahruki iyi bir dağcı olabilir ama iyi bir anlatıcı olmadığı kesin. Salondaki gençlerin gözlerinin kapanmasını engelleyen yegane şey Mahruki’nin ünü ve sunumunda yer alan dağda bayırda çekilmiş gerçek aktüel görüntülerden oluşan videolardı. Hitabet konusunda çalışması gerek. Şöyle bir etrafıma bakındığımda salonu dolduran gençlerden not tutan kimse göremedim. Herkes sadece izledi. Oysa arada not da alsalar ne güzel olurdu değil mi

Corona En Güzel Nasıl İçilir? - How to Drink Corona?

Corona, bizde pek yaygın tüketilmese de dünya çapında epey hayranı olan bir bira markası. Corona’nın bu kadar sevilen ve ünlü olmasının sebeplerinden biri de içim şekli. Corona is a beer brand that has many fans around the world, although it is not widely consumed in our country. One of the reasons why Corona is so popular and famous is the way I drink. Corona, sıkılıp şişenin ağzından içine tıkılan bir parça limonla içilen; yani böyle bir içme ritüeli olan bir bira. Elbette normal de içebilirsiniz ama Corona’yı Corona yapan onun böyle içiliyor olması.  Corona, a piece of lemon that is squeezed and clicked from the mouth of the bottle; that is, a beer with such a drinking ritual. Of course, you can also drink normally, but that's what makes Corona Corona so. Peki bu ritüel nereden geliyor? Bu, Latin kültürüne özel, biranın tadını güzelleştirdiğine inanılan bir ritüel olup, dünyaya böyle yayılmış olabilir mi? So where does this ritual come from? This is a ritual specia